DEVAM: 221-223. Yay'a
Dayanarak Hitab Eden Kimse
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
سُفْيَانَ
قَالَ
حَدَّثَنِي
سِمَاكٌ عَنْ
جَابِرِ بْنِ
سَمُرَةَ
قَالَ كَانَتْ
صَلَاةُ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَصْدًا
وَخُطْبَتُهُ
قَصْدًا يَقْرَأُ
آيَاتٍ مِنْ
الْقُرْآنِ
وَيُذَكِّرُ
النَّاسَ
Câbir b. Semure
(r.a.)'den; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.)'in namazı da hutbesi de orta idi.
(Hutbede) Kur'ân'dan birkaç âyet okur ve halka öğüt verirdi."
izah:
Müslim, cuma; Tirmizî,
cuma; Nesâî, cuma; iydeyn; İbn Mâce, ikâme; Dârimî, salât ; Ahmed b. Hanbel, V,
91, 94, 95, 98, 100, 102, 106, 107.
Rivayetin sondaki
"Kur'ân'dan birkaç âyet okur ve cemaate öğüt verirdi" ifâdeleri,
Müslim'in rivayetinde mevcut değildir.
Namazın ve hutbenin
orta olması haddinden fazla uzun ve kısa olmamasıdır. Kasd; Orta, mu'tedil
manalarına gelir. Arablar, orta boylu adama ve orta halli yaşayışa kasd derler.
Bu hadis ile Müslim'in
Ammâr (r.a.)'den rivayet ettiği, Efendimizin hutbeyi kısa kesip namazı uzatmayı
teşvik ettiğine dair olan hadis arasında ihtilâf yoktur. Çünkü her ikisinin de
orta tutulduğu halde namazın hutbeden daha uzun olması mümkündür. Müslim'deki
rivayette namazı hutbeye nisbetle uzun tutmak emredilmiştir.
Nevevî, "İki hadis
arasını cem'etme imkânı olmadığı takdirde ümmet, Resûlullah’ın fiiline göre
değil, sözü ile amel eder. Çünkü fiilinin kendine mahsus olması mümkündür. Sözü
ise, daha ziyâde ümmete müteveccihtir" der.
Hz. Nebidin hutbe
esnasında okuduğu âyetler, Seyhan'ın rivayet ettiklerine göre şu âyetler
kadardır: "(Şöyle) çağrışırlar: Ey Mâlik! Rabbin bizi öldürsün. O da; siz
behemehal (azab da) kalıcısınız dedi(ler)"[Zuhruf 77] Mı - Ey iman
edenler! Allah'dan nasıl korkmak lazımsa öylece korkunuz. Sakın siz müslümanlar
(olmak)dan başka (bir sıfatla) da can vermeyin."[Âl-i İmrân 102]